23 Kasım 2013 Cumartesi

Kağıttan Romantik Çiçekler - Romantic Paper Flowers

Kağıttan çiçekler kapı süslerinde, dekoratif objelerde, defter kaplamalarında oldukça kullanıldıklarından olsa gerek bir hayli dikkatimi çekmekteydi, denememde bir sakınca olmadığı gibi gereklilik söz konusu oldu :)


Yapım aşamaları oldukça basit olsa da adet sayısı fazla ise biraz zaman alıcı bir uğraşa dönüşüyor. İlk olarak beğendiğimiz desenlerden çiçek kalıplarını  keserek hazırlıyoruz. Bir çiçek için üç tane yeterli geliyor.


Sonrasında yapraklardan birine sadece bir kesik atıyor, ikincisinin bir yaprağını , üçüncüsünün de iki yaprağını çiçeğin merkezine doğru üçgen oluşturacak şekilde kesiyoruz. Büyüklüklerine göre parçalar dıştan içe taç yapraklarını oluşturacaklar. Doğal çiçek görünümü kazandırmak için yaprakları ince fırça sapı veya daha küçük bir çiçek yapacaksanız  ince bir çubuk yardımıyla geriye doğru kıvırmanız gerekiyor.


Küçük parçaları çiçeğin iç kısmına uygun şekilde kendi etrafında kıvırarak yapıştırıyoruz.


En büyük kalıpta 5 parça varken yapıştırma sonrasında  iki yaprak üst üste geleceği için taban  4 yapraklı olacak. Bu durumda dikkat ederek tüm kalıplarımıza uyguluyoruz. 



Son olarak en sevdiğim kısım tüm parçalar büyükten küçüğe üst üste gelecek şekilde yapıştırılır ve romantik çiçeklerimiz şekillenir. Benim favorim eski yazılardan yaptığım çiçek oldu. 


Sizler istediğiniz herhangi bir desenden faklı büyüklüklerde harika kağıt çiçekler yaratabilirsiniz.

Mutlu bir hafta sonu olsun ♥

20 Kasım 2013 Çarşamba

Süt Şişesi Boyama



Evde günlük süt şişeleri birikmeye başlayınca içimdeki boyama isteğiyle birleşir ve ortaya bunlar çıkar. Epeyce amatör olan çalışmalarımı nasıl yaptığımı anlatayım size.




İlk olarak şişelerin boya tutabilmesi için parlak yüzey astarıyla boyuyoruz.

Küçük şişede mavi tonlarıyla burada anlattığım mum eskitmeyi uyguladım.
Büyük şişeyi ise turkuaza boyadım.




Boya tam olarak kuruduktan sonra büyük şişede antiquing boyayla eskitme yapmaya çalıştım. Çok da başarılı olduğum söylenemez ama bu boyayı çok merak ettiğim için denemek istedim. Kullanım yöntemi çok basit olsa da istediğin görüntüyü elde etmek tecrübeye bağlı galiba. Boyayı sürüyor ve sonrasında nemli bir bezle istediğiniz oranda silerek eskitme görünümü elde ediyorsunuz.



Büyük şişedeki tacı karbon kağıdıyla aktardığım desenden ben boyamıştım. Bu tarz boyamalar için ince fırça almam şart oldu. Diğer desenler ise dekupaj yöntemiyle objeye yerleştirildi.

Küçük şişedeki süslemeler tuhafiyeden aldığım adını bilmediğim görüntüsü hoşuma giden şerit ve  makrome ipiyle süslendi.



 Mutlu günler :)



18 Kasım 2013 Pazartesi

Ev Yapımı Probiyotik Yoğurt



Evde yoğurt yapmak istiyor fakat hazır sütle iyi bir yoğurt elde edeceğimi düşünmüyordum. Maya sorunu da vardı tabi. 'Mayayı nerden bulacaktım?' diye düşündükten sonra endüstriyel tip yoğurttan da yoğurt mayalayanlar olduğunu gördüm. Biraz sulu kıvamlı olmasının yanında hazır yoğurttan kesinlikle daha lezzetli ve sağlıklı olması nedeniyle benden tam not aldı.

Üniversitede tez konum probiyotiklerdi. Bulgar köylülerinin uzun süre yaşam sırrının bolca yoğurt tüketmeleri ve probiyoriklerin de bunda katkısı olduğunu öğrenmiştim.

Marketten aldığımız yoğurtlarda ısıl işlemler, katkı maddeleri gibi etkenler nedeniyle ev tipi yoğurtta var olan probiyotik bakteriler yok oluyor. Bu yoğurtların hala o kadar sevkiyattan, yurdun bir ucundan sofranıza gelene kadar geçirdiği sarsıntılardan sonra kalıp gibi yapısı bir kere olsun sizi  de düşündürmüştür.

Endüstriyel yoğurtta istenilen kıvam teoride süt tozundan elde ediliyor gibi görülse de nişasta ve jelatin kullanımı bakanlıkça yapılan denetimler sonucu sık yapılan hilelerin başında geliyor. Kaymaklı yoğurt üretiminde ise tağşişin boyutu  süt yağından daha ucuz olan margarin kullanımıyla  kendini gösteriyor. 

Bakanlığın teşhir ettiği bazı firmalar burada . Bunlar ilk olmadığı gibi son da olmayacak gibi görünüyor. Zira Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızda  4732 gıda denetçisinden Gıda Mühendislerinin sayısı 915'tir ki firmalar  bu rakamlarla bir buçuk senede bir zar zor denetlenebiliyor. Teşhir edilenler sadece denetlenenler, sürekli ve düzenli bir denetleme mekanizmamız yok denilebilir.

Tarifimize bakacak olursak çok basit. Büyüklerimizin yöntemiyle birebir aynı.

Malzemeler

1 litre günlük süt (pastörize süt)
1 yemek kaşığı probiyotik yoğurt

Yapılışı

Pastörize sütü 40-45 derece  civarına ulaşıncaya dek ısıtıyoruz. Uygun sıcaklığı serçe parmağımızı batırıp 5 saniye boyunca yanmadığında anlıyoruz. Ardından  yoğurt kabına aldığımız sütümüze 1 çorba kaşığı  mayamızı  ekliyor ve homojen bir karışım oluşturmak  için hafifçe  karıştırıyoruz.

 Son olarak kapağını kapattığımız kabımızın her yanını ısı kaybını önleyecek şekilde battaniye veya uygun bir örtüyle kapatıp 4-5 saat bekliyoruz. Bu süre sonunda yoğurdumuzu  sarsmadan buzdolabına kaldırıyor ve mümkünse bir gece buzdolabında bekletiyoruz. Buzdolabında bekleme süresi arttıkça yoğurdumuzun kıvamı da artacak, kendine özgü aroma ve tat bileşenleri oluşacaktır.



Daha sonraki denememde kapağı kapatmadan hava almasını sağlayacak şekilde süzgeçle kapamayı tercih edeceğim. Bu yoğurttan elde ettiğim maya ile tekrar yoğurt yaparak, yapı ve tatta oluşan farklılıkları sizinle paylaşacağım. Beklentilerim olumlu yönde her defada maya saflaşacağı ve marketten aldığım halinden uzaklaşacağı için :) 



Hoşçakalın, güzel bir hafta olması dileğiyle :)



13 Kasım 2013 Çarşamba

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar

Nedir bu GDO? Katkı maddesi mi, tehlikeli bir mikroorganizma mı, zehirli toksik bir madde mi? Her kafadan ayrı ses çıkıyor ama tam manasını bilmeden,  sadece zararlı olduğuna hemfikir ve tedirgin olarak.

GDO yani  Genetiği Değiştirilmiş Organizma (Genetically  Modified Organism, GMO) herhangi bir canlının istenilen bir özelliğini  bir diğer canlıya aktarma amacıyla yapılan gen transferine denir ki diğer bir adı da Transgenik'dir. Bu gen değişimi  balıktan domatese olduğu gibi insandan koyuna da yapılabilmektedir.



GDO'lu ürünlerin ekim alanları başta ABD olmak üzere, Arjantin ve Brezilya, Kanada, Hindistan ve Çin gibi ülkelerde bulunmakta ve üretimleri halen devam etmektedir.

Dünyada yetiştirilen transgenik bitkilerin %54’ünü soya, %28’ini mısır, %9’unu pamuk, %9’unu kanola oluşturmaktadır. Bu bitkilerden üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, şekerleme, bisküvi, bebek mamaları, hazır çorbalar, soslar, GDO'lu bitkilerden üretilen yemlerle beslenen hayvanların etleri GDO'lu olma riski taşıyan gıdaların başında gelmektedir.

GDO 'lu gıda üretiminde hedeflenen faydalar şu şekilde özetlenebilir:

  •  Tarımsal ürünlerin veriminin arttırılması , 
  • Besin değerleri geliştirilmiş gıdaların üretimi ( A vitami yönünden zenginleştirilmiş pirinç, Golden Rice
  • Bitki ve hayvan hastalıklarına dayanıklı tarım ürünlerinin elde edilmesi 
  • Raf ömrü uzun gıdaların elde edilmesi ( Balığın soğuğa dayanıklılık geninin domatese aktarılmasıyla soğuk hava depolarında uzun süre saklanabilen domates elde edilmesi)

Hastlıklara dirençli, daha az tarım ilacı kullanarak çevreye de zarar vermeyen, üretim maliyetlerinin az olduğu GDO'lu gıdalarla dünyadaki açlık probleminin  çözüleceği iddia edilir.Ancak Arjantin örneğinde yapılan çalışmalar iddia edilenin aksine tarım ilacı kullanımının GDO'lu üretimde  giderek arttığını göstermektedir.

Açlık sorununu ele alacak olursak  GDO'lu üretime  başlandığı 1996 yılından beri dünyada açlığın azaldığına dair hiçbir bulgu bulunmamaktadır.


Transgenik gıdaların karlı olduğu savunulsa da bu karlılıktan yararlanacak olan üretim payının %50 sini elinde tutan ABD olacaktır. Elde edilen karın çiftçiye değil tohum şirketlerine kalacağı araştırmaların . Bu konudaki her yeni yöntem patent altına alınmakta ve çiftçilerin patentli tohum alma zorunlulukları nedeniyle üretim maliyetleri de sanılanın aksine artacaktır. Kısırlaştırılmış terminatir tohumlarla da çiftçinin üreticiye tam bağımlılığı sağlayacaktır.

Genetiği değiştirilmiş tohum üretim pazarının %90'ı Monsanto adlı firmanın kontrolündedir. Tekel piyasaların kaçınılmazı ise fiyat artışlarıdır. Yani dünyadaki fakir üreticilerin karlılığını arttırmak gibi ulvi bir amaca hizmet ettiği şüphelidir  GDO'lu üretimlerin ve de gelecek için de endişe vericidir.

İleride belkide tüm marketler fotoğraftaki gibi patentli ve GDO'lu tohumlardan üretilmiş ürünlerle dolacak, genleriyle oynadıkları türlerin sahipleri ise dünyanın söz sahibi dev ekonomilerini oluşturacaklar.



GDO'lu ekim alanlarında gen değişimi veya gen kaçışı nedeniyle çevredeki doğal türlerin de genetik yapısının değişebilecek olması büyük risk teşkil etmektedir.Uzmanlar çevresel risklerden, doğal ekolojik yapının bozulmasından hatta üretilen genetiği değiştirilmiş bitkilerin doğal bitkilere rekabet ederek onların yok olmasına yol açacağından korkmaktadır.


Transgenik bitkilerin uzun vadede doğada süper dirençli yabancı ot ve böceklerin ortaya çıkmasına neden olacağı düşünülebilir. Bu durum daha az tarım ilacı amacına ters düştüğü gibi  bunların daha çok kullanılmasına yol açacaktır. Daha fazla tarım ilacı üretim maliyetini arttırdığı gibi büyük çevre felaketlerine yol açabilir.Üreticiler yeni böcek türlerini yok etmek için yeni tarım ilaçlarını çiftçilere tohum+tarım ilacı+gübre dahil paketler sunarak tarımsal üretimde başka çıkış yolu bulmalarını engelleyecektir. Tabii ki alınan patentler sayesinde çiftçiye gidecek başka kapı da olmayacaktır zaten.

Genetiği değiştirilmiş ürünlerin sağlık üzerinde, özellikle uzun dönemde doğurabileceği etkiler hakkında henüz net bir bilgi bulunmamaktadır.Birçok ülke  GDO'lu ürünlerden yapılan  ya da bunları içeren gıdaların  etiketlerinde bunu beyan etmelerini zorunlu kılmıştır. Ne hikmettir ki pazarın hakimi ABD'de GDO’ların doğallarından  çok belirgin  farklılıkları olmadığı sürece etiketlenmesi zorunluluğu değildir. Avrupa Birliği ve diğer bazı ülkelerde ise GD ürünlerin insan sağlığı ve çevre üzerine olumsuz etkileri büyük tartışma konusu olduğundan GDO içeren ürünlere etikette belirtme şartı getirilmiştir.




Aslına bakacak olursak açlık sorunu, karlılık, yüksek verimli üretim bunlara çözüm olmayacağı gibi belki de GDO ile geri dönüşü olmayan yollara girecek dünyamız.

GDO meselesinin gelecekte yol açacağı yıkım  IDIOCRACY filminin senaryosuyla birebir örtüşmektedir. Filmde dünyayı egemenliği altına alan gazlı içecek firmasının  ürününün (Brawndo) aklınıza gelebilecek her uygulamada su yerine kullanılması dünyayı yıkım noktasına getirmiştir. Hükümet bu yıkıma dur demek için firmaya karşı çıksa da tekelleşmenin ulaştığı seviye nedeniyle büyük çoğunluğu bu şirkette çalışan insanlar duruma karşı çıkmaktadır. 



Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi  (FDA) bile besin piramidini değiştirmiştir, zira para ve söz sahibi  Brawndo şirketidir. İnsanlar içme suyunu sadece tuvalette kullanacak kadar idiyotlaşmıştır. 

Susuzluğu gidermek için Brawndo
Bitkileri sulamak için Brawndo
Bebek içeceği Brawndo

-Çünkü içinde elektrolitler var. (Marka sloganı)


Filmde  zeki insanlar çeşitli sebeplerden (eğitim, kariyer, maddiyat) çocuk yapmazken, aptallar ardı ardına çoğalır  ve dünya artık 500 sene içinde  gerizekalılarla dolu bir gezegen olmuştur.

Bir yandan da askeri bir üsde insan dondurma deneyi yapılmaktadır. 1 sene sonra çözülmesi gereken Joe ve Rita  insanlar üssün kapatılmasıyla 500 sene sonra hayata, aptalların dünyasında gözlerini açarlar ve maceradan maceraya koşarlar.

Sırf filme alakalı bir post paylaşmak uzun uzadıya  yazmak isterdim ama konuyla ilgisi beni oldukça sarstı. Filmi kesinlikle izlemelisiniz. Trajikomik bir felaket senaryosuna gülerken tüyleriniz ürperecek :)



Sevgiler,


KAYNAKLAR

U. Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2008, Cilt 22, Sayı 2, 1-6
Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 23 (1-2) 13 - 23 (2007)
Farklı Boyutlarıyla Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar-Ankara Tabip Odası



8 Kasım 2013 Cuma

Adım Adım Fiyonk Yapımı / DIY

Adım Adım Fiyonk Yapımı

İşten ayrılalı tam 6 ay olmuş.  Tembelliğin keyfini çıkardım resmen, 4 senelik iş hayatıma verdiğim bu ilk büyük molada. Blog açma fikrini  de hayata geçirdim sonunda. Sevdiğim, istediğim ne varsa yapmaya yetişmeye çalışıp, bir yandan da devam ediyorum iş aramaya. Bu sefer gerçekten sevebileceğim, aldığım eğitimin hakkını verebilecek bir iş olması ümidiyle bekliyor, ince eleyip sık dokuyorum. Neyse şimdi bunları bir kenara bırakıp fiyonk nasıl yapılırmış buna bakalım :)

Belki de herkes kendine göre bir yöntemle fiyonk yapıyordur ama ben şöyle uç kısımlarının düzgün durmasını başarabildiğim fiyonkları bir kaç yerde inceledikten sonra kendime kolay gelecek bir şekilde  yapabildim. 

Kıyafet, toka, dekoratif eşya, kutu, şişe gibi birçok objeyi süslemede kullanabileceğimiz, şık olmasının yanında kolay ve düşük maliyetle elde edilebilir olan fiyonk, biz bayanların vazgeçemediği aksesuarlardan biridir sadece. 

Ben de dekoratif boyamayla haşır neşir olduktan sonra mahallemizdeki tuhafiyenin yolunu tuttum. Çok fazla beklentiyle gitmediğim, kendisi küçük ama içinde bin bir çeşit  belki tuhaf ama hepsine sahip olmak istediğim şeyleri barındıran bir yermiş meğer bizim tuhafiyeci :)




Adım Adım Fiyonk Yapımı

Kullandığım şey kurdeleye benzese de aslında o bir biye imiş. Pötikareleriyle beni benden alan bu tatlı kumaşlar amacı dışında kullanılsalar da çok tatlı oldular bana göre.

Fiyonk Nasıl Yapılır?

Fiyonk Nasıl Yapılır

fiyonk nasıl yapılır

4. aşamadan sonra kumaşı kaydırmadan tutmaya devam ederken kumaşımıza veya kurdelemize uygun renkte seçtiğimiz iple 5. şekildeki gibi dikiyoruz.

fiyonk nasıl yapılır, bow

Küçük kumaş parçasıyla ince bir şerit elde ettikten sonra fiyonkumuzun ortasının daha şık durması için bu parçayı bu bölüme uygun şekilde arka kısmından uçlarını birleştirerek dikiyoruz.

fiyonk nasıl yapılır

Şirin mi şirin fiyonklarımız hazır. 

fiyonk nasıl yapılır


fiyonk nasıl yapılır

adım adım fiyonk yapımı, fiyonk nasıl yapılır

Dikiş kutuma da uydu bu galiba :)

adım adım fiyonk yapımı, fiyonk nasıl yapılır

Sevdiklerinizle güzel zamanlar geçirebileceğiniz mutlu bir hafta sonu diliyorum.

Benim kardeşim gelmiş Ankara'dan, hazırlık yapmam gerek. Mutfağa geçiyorum



Burası  Eski Samsun Tekel Fabrikası yeni  Bulvar Avm bu arada :)


Hoşçakalın ♥

5 Kasım 2013 Salı

Horozlu Kavanoz Boyama / DIY

Horozlu Cam Kavanoz Boyama, Vintage Kavanoz Boyama

Ne boyasam ne boyasam diye düşünürken market alışverişimde hediye edilen Coca Cola logolu cam kavanozlar beni boya diye göz kırptılar, karşı koyamadım :) Ortaya çıkan sonuçsa çok hoşuma gitti. Vintage horoz resimleri kullandım dekupaj yaparken. Beyaza boyadığım zeminde ise eskitme uyguladım. Cam boyam olmadığı için parlak yüzey astarı almıştım. Boyamaya başlamadan önce iki kat astarladım.










Horozlu Kavanoz Boyama


Sizce nasıl olmuşlar? Farklı denemelerde bulunmak için biraz daha malzeme ve daha fazla zaman  gerekirken, şuan elimdekileri değerlendirmekten de geri kalmıyorum.

Görüşmek üzere, ben yarım kalan çalışmalarıma dönmeliyim :)

Sevgiler ♥

1 Kasım 2013 Cuma

Tchibo da Kargo Bedava !

Tchibo kek kalıbı

Herkese Merhabalar,

Güzel bir güne başladıktan sonra internette alışveriş sitelerinde gezinmeyi seviyorum. O günlerden birindeyse indirim  veya  kampanya yakalarsam  keyfime diyecek yoktur :) Bugünün kampanyası da Tchibodan. 5 Kasım'a kadar tüm alışverişlerde kargo bedava.

Thciboda zaman zaman yapılan ücretsiz kargo olanağından faydalanarak  küçük de olsa bir iki parça beğendiğim  şeyleri alıyorum. Genelde mutfak ürünlerini tercih ettiğim Tchibo orjinal, kullanışlı ve kaliteli olduğu için takibimde olan markalardan. 

Son zamanlarda kek, muffin ve pasta denemelerime ağırlık veriyorum. Burada tarifini verdiğim havuçlu tarçınlı ve kakaolu muffinler Tchibo 12'li muffin kalıplarla yapılmıştı.

4'lü Mini Klasik Kek Kalıbı

Bu kalıpların albenisine karşı koyamadım. Fiyatı da 19,95 TL'den 14,95 TL'ye inmiş durumda.

Tchibo kek kalıbı

Tchibo kek kalıbı

Buradaki yaş hurmalı muffinleri de geçen hafa yine Tchibo kalıplarımla yapmıştım. Yaş hurma bu aralar pazarlarda yerini almışken denemekten kendimi alıkoyamadım. Enfes ve farklı tatlar isteyenlere öneririm.




Elma Şekilli Pişirme Kabı


İçinde tarif kitapçığı  da olması ayrı bir cezbediciliği olmasını sağlayan elma şekilli pişirme kabı ise 39,95 TL den 12,95 TL ye indirilmiş.



Diğer tüm güzel ürünler içinse tıktık

Güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileğiye.